19 Kasım 2019

OTOBÜS HAT NUMARALARINA ÖNERİ

1 - SORUN

İstanbul çok büyük, çok kalabalık ve homojen yapıda olmayan bir şehir.
Her gün milyonlarca insan İETT otobüslerini kullanıyor.

Bu yolcuların bir kısmı yolun hangi tarafın da duracağını ve gideceği yere hangi hat numaralı otobüsle gideceğini biliyor.
Yolcuların büyük bir kısmı ise iş ve özel nedenlerden dolayı birçok hattı ilk kez kullanıyor.
Yolcular arasında yaşlı, cahil ve turist sayısı da oldukça fazla.

Bu insanlar gidecekleri yer konusunda durakta bekleyen yolcularla ve gelen otobüs sürücüleriyle durakta diyaloğa giriyor.
Bazı sürücüler yolculara yardımcı oluyor, bazıları da kızıp tersliyor ve yardımcı olmadan aracını sürüp gidiyor.

Bu diyaloglar sırasında zaman ve yakıt kaybı da oluşuyor.
Ayrıca soranda, sürücüde ve otobüsteki yolcularda stres yaratabiliyor.


2 - ÇÖZÜM

1 - Ana kalkış duraklarına hat numaraları gibi kodlar verilir.
Her ana kalkış durağının da kendine ait bir rengi olur.

Örneğin;
T1 Topkapı, T2 Taksim.
B1 Beyazıt, B2 Beşiktaş, B3 Bakırköy.
E1 Eminönü.
Y1 Yenikapı, Y2 Yenibosna.
K1 Kadıköy, K2 Kartal, K3 Kabataş.
Ü1 Üsküdar.

2 – Bu ana duraklardan kalkan otobüsler gidiş yolunda kendi hat numaralarını kullanarak (yazarak) varış noktalarına gider.
Dönüş yolunda ise kendi hat numaralarını kullanmazlar.
Bunun yerine ana kalkış durağının kodunu kullanırlar (yazarlar).


Örneğin;

Koca Mustafa Paşa hattı için uygulama nasıl olmalı?

Eminönü’nden kalkan otobüs, Koca Mustafa Paşa yönüne giderken;
Eminönü - Koca Mustafa Paşa yönünde 35 hat numarası kullanılır.
(Hat numarası daha sonra 35E veya E35 olarak güncellenebilir)

Koca Mustafa Paşa’dan kalkan aynı otobüs, Eminönü yönüne giderken;
Koca Mustafa Paşa - Eminönü yönünde E1 hat numarasını kullanır.



Edirnekapı hattı için uygulama nasıl olmalı?

Eminönü’nden kalkan otobüs, Edirnekapı yönüne giderken;
Eminönü - Edirnekapı yönünde 86 hat numarası kullanılır.
(Hat numarası daha sonra 86E veya E86 olarak güncellenebilir)


Edirnekapı’dan kalkan aynı otobüs, Eminönü yönüne giderken;
Edirnekapı - Eminönü yönünde E1 hat numarasını kullanır.


E1 – Eminönü (Yeşil renkte zemin üzerine siyah yazı)
B1 – Beyazıt   ( Pembe renkte zemin üzerine siyah yazı)


Bu hat bilgileri otobüsün hem önündeki hem de yanındaki ışıklı panoda kullanılabilir.
Ayrıca, hazırlanacak olan 70X20 cm. ölçülerindeki renkli, plastik panolar yalnızca dönüş yolunda otobüsün ön camına konarak da kullanılabilir.


3 - SONUÇ

İnsanların yolun yanlış tarafında beklemelerini önler.

İnsanların yanlış otobüse binmelerini önler.

Yolcuların sürücüyle konuşmasını ya da tartışmasını önler.

Bu sırada oluşacak zaman ve yakıt kaybını önler.

Otobüsün durakta gereksiz yere beklemesini (durmasını) önler.

Trafik yoğunluğunu önler.

Tabelalar, kodlar ve renkler sayesinde bilgiler sadeleştiği için kafa karışıklığını önler.

Yabancılar ve turistler daha kolay anlayarak yolculuklarını kolaylaştırır ve hızlandırır.


İETT’nin altyapısının ve şu andaki yönetim zihniyetinin bu basit ve yalın fikrin uygulamaya geçirilmesi için uygun ve hazır olduğunu düşünüyorum...

11 Ekim 2011

İSTANBUL 7 TEPE


Tarihte İstanbul'un, surları içinde kalan bölümünün, yedi tepe üzerinde kurulduğu söylenir.

Bu tepelerin yerleri:

1- Topkapı Sarayı, Ayasofya ve Sultanahmet Camiinin bulunduğu tepe.
2- Çemberlitaş ve Nuriosmaniye Camiinin bulunduğu tepe.
3- Beyazıt Camii, üniversite ve Süleymaniye'nin bulunduğu tepe.
4- Fatih Camiinin bulunduğu tepe.
5- Yavuz Selim Camiinin bulunduğu tepe.
6- Edirnekapı semtinde, Mihrimah Sultan Camiinin bulunduğu tepe.
7- Kocamustafapaşa semtinin bulunduğu tepe.

Bunlardan başka, İstanbul'da surların dışında kalan ünlü tepeler şunlardır:
Beykoz'da Yuşa Tepesi, Rumelihisarı' ndaki Şehitlik Tepesi, Sarıyer'de Maden Tepesi, Paşabahçe'de Karlıtepe, Beyoğlu'nda Tepebaşı ve Fetihtepe; Şişli'de Hürriyet Tepesi, Gayrettepe, Esentepe, Kuştepe, Kağıthane'de Nurtepe, Şirintepe Seyrantepe, Gültepe, Çeliktepe; Kadıköy'de Fikirtepe, Göztepe; Usküdar'da lcadiye Tepesi, Sultantepe, Nakkaştepe, Büyük Çamlıca ve Küçük Çamlıca tepeleri.

FATİH İÇİN PROJEM VAR 1


1- Aksaray Meydanı'ndaki yeraltı çarşısı ve üstgeçit köprüler kaldırılsın.
 
2- Tramvay yolu ve kara yolu trafiği meydana girmeden yeraltına alınsın.
 
3- Aksaray Meydanı, Valide Camisini ortaya çıkartacak biçimde birkaç metre aşağıya alınsın.
 
4- Boşalan meydana büyük ve gösterişli (klasik mimari özelliği taşıyan) bir süs havuzu yapılsın.
 
5- Havuzun çevresi ise yeşil alan olarak düzenlenip lale bahçesi yapılsın ve ağaçlandırılsın.
 
6- Yenikapı aktarma merkezinde, yeraltında yeni bir çarşı yapılacaksa Aksaray yeraltı çarşısı buraya taşınabilir.
 
Bu yazdıklarımı önemsemeniz ve arkasından gelecek yeni önerileri de beklemeniz dileğiyle.
İyi günler ve iyi çalışmalar...
 
 

22 Ağustos 2011

İSTANBUL ULAŞIM HOLDİNG

İstanbul'un ulaşım sorununu çözmek için yapılacak en doğru davranış, öncelikle ulaşımın tek elden planlanması ve yönetilmesidir. Bu nedenle de İSTANBUL ULAŞIM HOLDİNG kurulmalıdır.

İstanbul Ulaşım Holding'in Kuruluşlar
1 - İstanbul'un ulaşım planlamasını yapacak olan kuruluş.
2 - İETT.
3 - Şehir Hatlar Vapurları.
4 - Metro
5 - Tramvay
6 - Banliyö Trenleri
7 - Taksi

Bu yapılanmada minibüsler yer almamaktadır.
Bunun nedeni de minibüslerin 5 yıl içinde İstanbul'dan kullanımının kaldırılacak olmasıdır.

ATATÜRK KÖPRÜSÜ

Haliç'teki Şişhane-Unkapanı arasındaki bağlantıyı sağlayan Atatürk Köprüsü artık eskimiştir.
Bu köprünün en kısa sürede kaldırılarak yerine Tepebaşı-Şişhane arasından başlayarak dönerek Kasımpaşa iskele meydanına inen bir yolla bağlanan köprünün Unkapanı'na ulaşması sağlanmalıdır.

Örnekleri Japonya'da ve Çin'de bulunan, büyük bir daire çizerek alçalan veya yükselen yol sayesinde Unkapanı ile Şişhane-Tepebaşı yükseklik farkı da bir sorun olmaktan çıkacaktır.


Bu köprü Cami ve Tersane arasında sıkışmaktan kurtulacak ve bu tarihi yapılara verilen zararın da önüne geçecektir.

Ayrıca bu köprüye Atatürk adının verilmesi de bir utanç kaynağıdır.
En kısa zamanda adının Unkapanı köprüsü olarak değiştirilmesi gerekir.

17 Mayıs 2009

29 MART SEÇİMLERİNİN SONUCU

29 Mart'ta yapılan yerel seçimlerde benim İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne başkanlık adaylığımı destekleyen tün dostlarıma teşekkürlerimi sunarım.
Bu seçimde seçmenler doğruyu, güzeli göremedi. Bir sonraki seçimde seçmenin doğru bir seçim yapacağını düşünüyorum. Bu yüzden sonraki seçime şimdiden çalışmaya başlıyorum.
Desteğinizle ve birlikte çalışmamızla daha güçlü olacağımıza inanıyorum...

21 Şubat 2009

METROBÜS HATTI "TERCİHLİ YOLDUR"

'METROBÜS TERCİHLİ YOL DEĞİL'
"Metrobüsü hala tercihli yol diye anlayan bir mantıkla ben neden yan yana geleceğim" diyen Topbaş, "Daha önce Şişli-Taksim arasında tercihli yol yaptılar, şehri mahvettiler. 6 tane otobüs peşpeşe giderken vatandaş bekledi, otobüs yok. Böyle bir sistem kurdular güya. Metrobüs dediğimiz sistemin komuta kontrol merkezi var, otobüsler arasında telsiz bağlantıları var. Kurgulanmış bir elektronik sistemi var. Anlamayacaklar, belli ki anlamaları mümkün değil.
Kadir Topbaş'ın Kemal Kılıçdaroğlu'na Yanıtı...

BENİM, KADİR TOPBAŞ'A YANITIM:
Avcılar'dan Zincirlikuyu'ya kadar olan metrobüs yolu tam bir tercihli yoldur... Bu yola yeni ve farklı anlamlar yüklemek onun gerçeğini değiştirmez...

20 Ocak 2009

SEMT PAZARLARI

İstanbul artık Büyükşehir kavramını da zorlayan bir şehir durumundadır. Bu şehre birçok görev biçiliyor ama şehir planlaması bilimsel ve uluslararası ölçekte ele alınmıyor. Burası ne finans şehri, ne ticaret şehri; İstanbul bir kültür şehri… Buraya yapılacak her şey de buna göre biçimlenmeli, buna destek olmalı.
21.yy.ın başında bu büyük ve eski şehirde hala şehrin merkezi sayılan mahallelerinde semt pazarları kuruluyor ve gün boyu burada hizmet veriyor.
Bakın bir pazarın ne kadar çok zararı var. Örneğin şu an İstanbul’un en merkezi yerinde ve çok geniş bir alanda kurulan Fındıkzade Pazarı üzerinden vereceğim.

1 – Fındıkzade Pazarı her cuma günü kuruluyor.
2 – Pazarın hazırlığı perşembe öğle saatlerinde bazı tezgâhların çıkarılmasıyla başlıyor.
3 – Çıkartılan tezgâhlarda onarım yapılıyor.
4 – Cuma sabahı kurulan pazar için neredeyse bütün tezgâhlar perşembe akşamı sokaklara çıkartılarak bırakılıyor ve arabaların park etmesi engelleniyor.
5 – Perşembe öğleden sonra ortalığın pazar tezgâhlarıyla dolması nedeniyle çocuklar sokakta oynayamıyor ya da bu pis, uçları sivri, keskin ya da çivili tezgâhları oyun alanı olarak kullanıyor.
6 – Cuma sabahı çok çok erken saatlerden başlayarak son tezgâhlar büyük gürültülerle sokaklara taşınıyor, yerleştiriliyor ve son kontrolleri yapılarak gerekirse yeniden onarılıyor.
7 – Yine çok erken saatlerden başlayarak pazarcılar ve arabaları sokağa girmeye başlıyor ve hem kendi aralarındaki konuşmalardan, hem de araçlardan gürültü oluyor.
8 – Bu arada yaklaşık saat 8’den sonra başlayarak pazar alanı tentelerle kapatılıyor. Sokaktaki evlerin pencere demirleri kullanılarak karşılıklı bağlanıyor.
9 – Pazar normal satış hızına geldiği saatlerde tam bir gürültü kaynağı oluyor. Bütün satıcılar yüksek sesle bağırarak mallarını satmaya çalışıyor.
10 – Birçok pazarcı malını seçtirmiyor.
11 – Birçok pazarcı müşterinin isteklerine, itirazlarına çok kaba biçimde karşılık veriyor.
12 – Pazarcılar, sokağı çok erken işgal ettikleri gibi akşam da çok geç saatte işi bırakıyor.
13 – Satışın durmasıyla birlikte yine büyük bir kargaşa yaşanıyor ve büyük gürültülerle ortalık toplanmaya çalışılıyor. Bu saatlerde evinize gitmek üzere oradan geçiyorsanız büyük tehlikeler içinde bir yolculuk yapmak zorunda kalırsınız.
14 – Satılan malların fiyatı da pazarda satılıyor dedirtecek kadar ucuz ve çekici değil. Çevrede bulunan marketlerdeki fiyatlarla aynı veya çok yakın.
15 – Bu yanlışlar zincirine belediye de bir açıdan destek oluyor. Yerlere daha önceden pazarın kullanımı için çizilen çizgiler pazarın insanlar açısından rahat kullanımı için değil de pazarcıların daha çok tezgâh koyup belediyeye daha çok gelir getirmesi açısından çiziliyor.
Yol ağızlarında tezgâhın geriden bitmesi gerekirken kavşağın içine kadar giriyor ve dört yol ağzını iyice daraltıyor.
16 – Zabıta, satış bitiş saatinden sonra bile birçok kez uyarı yapmak zorunda kalıyor ve toplama saati uzuyor.
17 – Toplama ve pazaryerini boşaltma bittikten sonra belediyenin temizlik ekipleri işe başlayıp pazarcıların bıraktığı çöpleri önce süpürüyor, belli yerlerde topluyor, daha sonra çöp kamyonlarına yüklüyorlar.
18 – Daha temizlik bitmeden, arabası olanlar sokağa girip evinin önüne arabasını park ediyor.
19 – Sokağın suyla yıkanması gecenin yarısında yine büyük gürültülerle yapılıyor ve pazar işi bitiyor.

GERÇEKTEN BİTİYOR MU?
HAYIR, BİTMİYOR…
Cumartesi günü sabah sokağa çıktığınızda şunu görüyorsunuz;

20 - Temizlik bitmeden sokağa girip park eden araçların altı sebze yapraklarıyla dolu kalıyor.
21 – Süpürme işi çok ayrıntılı olarak yapılmadığı için yine kaldırımda ve yolda yeşillik kalıntıları duruyor.
22 – Açıkta balık satıldığı ve temizliği yapıldığı için yola ve kaldırıma yapışmış balık pulları duruyor. Ek olarak da balık kokusu.
23 – Peynir satılan tezgâhın yerinde de peynir suyunun bıraktığı peynir suyu kokusu.
24 – Bu görünürdeki pisliklerin gitmesi 3–5 günü buluyor. Bazen de bir sonraki pazara kadar kalıyor.

SONUÇ
25 – Pazarda yalnızca sebze ve meyve satılmalı.
Açıkta balık ve peynir gibi kokan mallar satılmamalı.
Giyim ürünleri satılmamalı.
Pazar alanı daraltılmalı ve tezgâhlar yalnızca yolun bir yanına kurulmalı.
Her tezgâha torbalı bir çöp kutusu verilmeli ve gün boyunca çıkan çöplerin bunlara atılması sağlanmalı.
Pazar alanı daha sonra iyice daraltılıp kısa bir süre sonra da tamamen kaldırılmalıdır.
Balık, peynir, giyim gibi ürünler şehrin oldukça dışında ve belli alanlarda yapılacak modern pazar alanlarında, özellikle de Cumartesi ve Pazar günleri kurulacak pazarlarda satılmalı.

14 Ocak 2009

DENİZ TAŞIMACILIĞINDA RENKLER

Biliyorsunuz yıllarca İstanbul'da deniz taşımacılığını "Denizcilik İşletmeleri" yaptı. Eski ve yerleşik kurumlarımızdan biri olan bu işletmenin imajının korunması gerekmektedir.
Çünkü artık İstanbul'un tarihinin bir parçası olmuştur.

Ve bu kuruluşun bilinen 2 eski ve köklü simgesi vardır. Bunlardan bir tanesi sarı-beyaz renkleri diğeri de çıpalı amblemidir.

Ne yazık ki bu işletmenin belediyeye devri İDO'nun kuruluşundan sonra olduğu için, İDO geçen sürede hem bu şirkete rakip oldu hem de rengiyle ve amblemiyle bir alternatif oldu. Ne yazık ki bu iki başlılık bir karmaşa da getirdi.

İDO'nun rengi olan lacivert-turuncu, şehir hatlarının rengi olan sarı-beyaz yanında çok kaba duruyor. Hem çok eski ve tarihi olması, hem de estetik ve kibar olması nedeniyle devredilen şehir hatlarının rengi olan sarı-beyazın İDO'nun rengi olarak değiştirilmesi gerekmektedir.

Bundan sonra hem vapurlarda, hem deniz otobüslerinde, hem feribotlarda, hem de bunların iskelelerinde SARI-BEYAZ renk kullanılacaktır.